Usta her sabah kalktığımda insan 15 temmuz sanıp heyecana kapılır mı ya ? Harry Potter'ın son filmi yani Melez Prens'in çıkmasına 4 gün var ama ben halen her gün kalkıp 15 temmuz diye üstümü giyinip sinemaya gitmeye çalışıyorum.

Hiç unutmam ilk filmini izlediğimde sanırım 7.sınıfa felan gidiyordum. Filmi izledikten sonrada kitabını almıştım zaten. Sonraları bana ne buluyorsun o filmde? Çocuk filmi diyenlerde olsada tam bir fantastik kurgu üzerine kurulu her şeyi seven birisi olarak onlara karşı hep savunmuştum Harry Potter filmini... Bu yorumları Buz Devri serisine de yapmışlardı ama 3.filmine 15 yaş altı gelen yoktu nerdeyse...

6.Filminde bizi bir çok şey bekliyor!

Sihirli günler!

Hadi Eyvallah!

Bir başka harry hayranın blogu burada

Aşk,Aşk,Aşk!
Hastalık mıdır sizce ? Bence evet...
Hiç bir şey düşünemezsin aşıkken, afalarsın , sapıtırsın...
Onun için yapmıyacağın fedakarlık, yıkamayacağın kanun yoktur.
Saçının teline zarar gelmesini istemezsin.
Ama sonunda bir taraf bırakır gider...
Mühürlememiştir damalarındaki alaycı kanı...
Aldatır başka bir erkek ve ya kadın uğruna...
Hani nerde güven, fedakarlık , sadakat?
En önemlisi Aşk!
Ne yaptıda bırakıp gidiyorsun onu?
Suçu sana aşık olmak mı?
Uğruna savaşmıyacağı kişi olmadığı için mi?
Neden be usta! Neden!
Sen severken niye bırakıp gider seni?
O güzel sözler , hepsi yalanmıydı?
Senin için yazdığım şiirler büyülememişmiydi seni?
Soruyorum sana büyülememişmiydi...
Sonra aşık olmamı bekleyin benden!
Ben şimdi nasıl aşık olayım?

Hadi Eyvallah!

Her cuma günü dostlarımla demlendiğimiz gibi bu haftada demlendik. Biraları götürdükten sonra okey oynamaya başladık. Sonra şarap içtik... Kafası güzel olan insanlar yerinde durur mu ? Durmadığı gibi taşkınlıklar yapar. Akşam 12 sularında dışarı çıktık. Girilmiyecek halı sahanın içine girip koşuşturmaya başladık. Kafamın güzelliğinden olsa gerek abuk subuk şeyler denemeye başladım. O hareketlerden bir tanesini yaparken baş parmağımın çok feci şekilde döndüğünü hissettim. Acıdan yere kapandım. Halı sahadan o acı ile eve yürürken elim davul gibi şişmişti bile, bu yazıyı yazarken de halen öle. Eve geldiğimde buz bulamamanın verdiği sinirle deliye döndüm... Sonradan buz bulduk Allah'tan... Ağrıdan duramasam da bloglamaya devam...

Hadi Eyvallah =)

Olmak yada olmamak her şey bundan ibaret, ne giriş oldu bee! =) Shakespeare..

Düşünsenize başka boyutlarda dolaşıyorsunuz, görevin dışında başka bir şey bu... Büyüleyici görüntüler sizi etkiliyor. Mars'a ayak basıyorsunuz. Bir Türk bassa nasıl olurdu acaba?

-Ahmet oğlum mangal yapıyoruz koş!
-Yeni Rakı getiriyim mi? Kaptan...
-Hayy ağzını öpüyüm Ahmet!

Şaka bir yana yeni canlı formları görmek, onlarla iletişime geçmek. Onu geçtim orda olmak bile ayrı heyecan. Kalbim dururdu galiba...

Mars'ta adım adım ilerliyorsunuz bir de karşınıza hiç görmediğiniz bir varlık çıkıyor ( uzaylı ).. Ne yapardınız? Acaba "Merhaba ben dost" mu derdiniz =)

Beni üzen tarafı Türkiye'nin uzayla ilgili bir çalışması olmaması, yada biz bilmiyoruz. ABD'nin Astronot alımları var buradan neler gerekli bakabilirsiniz...

Kötü yanı astronot olmak için ABD vatandaşı olmanız gerek...

Hadi Eyvallah!

Bıktım, Bıktım, Bıktım!
Google da indexlenmiyorum diye bir kez daha tema değiştirdim. Değiştirdiğim tema yı yüklediğimden beri blogum google da indexlenmiyordu. Şimdi yeni bir tema ile bu sorunu
halletceğimi düşünüyorum ama şüphelerim var...

Bugün içerisinde yazılar indexlenmezse artık ne yapacağımı bilmiyorum. Belki blogu kapatır, bir daha yazmam...

Hep engeller çıkıyor önümde.

Neyse, Hadi Eyvallah!

Saat daha 13:10 , kurstan geleli 1 saat oldu... Kursun verdiği yorgunlukla açtım Cem Baba'nın Çok Yorgunum şarkısını... Beni bekleme kaptan!... Çok Yorgunum... Off! Nasıl da beni anlatıyor. Seyir defterini bir başkası yazsın... Nasıl bağdaşıyor benle...

çınarlı kuppeli
mavi bir liman
ve beni o limana
çıkaramazsınn

-------

Şimdi de İstanbul'u dinliyorumu açtım. Bunu kendime göre betimlersem, izmir olarak değiştirmek gerekir =)


İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı

Ne güzel plaklar çıkarmış üstad,

Çıngırakların uğultusu içimde , İzmir'i dinliyorum... Gözlerim kapalı....

Ne kadar büyüleyici... Rahmetli Cem Baba'yı anıyorum bu yazı ile... Eyvallah Cem Baba!...

Sabır , Sabır , Sabır! Sabır taşı değiliz ki ulan biz! ( ulanı rolümün bir gereği sayın)...
Temayı değiştirdim , google da indexlenme durdu! Kafayı yiyeceğim... Ben okunmak
isterken, karşıma hep böyle şeyler çıkıyor. Meta taglar yerleştirdik , ettik , yaptık!
Eee nerde emeğimin karşılığı ? Sırf patlıyıp yanlış şeyler yapmamak için 1 gün daha
bekliyorum!

Hadi Eyvallah!